Köleliğin kendine!

Duygu Can 25 Kasım 2013

Kölelik, bir insanın başka bir insanın malı ve mülkü olması durumudur. Ortaçağ’ın yüz karası geleneği insan köleliği, şimdi bu çağdayız diye bitti mi sanıyorsun?

İslamiyet, köleliği resmen yasaklamasa da onu azaltma yönünde kurallar koymuştur. Örneğin, yalan yere yemin eden bir kişinin, bir köle azad etmek zorunluluğunun olduğu söylenmiştir. Müslüman adamların tuttukları kadın köleler de “cariye” ismi ile anılıp, sahipleri tarafından cinsel münasebetleri helal sayılmıştır. Cariyeler ile diğer kadınlara uygulanacak hukuk kuralları farklılık göstermiştir. Cariye bir kadının fuhuş yapması ile diğer kadınların fuhuş yapmasının cezası arasında, cariyelerin lehine bir azamet vardır. Cariyelerin fuhuş yapması daha kabul edilebilirdir. !!! Garip ki; “yolcu yolunda gerek”, şarkısının o zamanlar bestelendiğine dair bir kanıtta yoktur!

Zaman değiştikçe insanların fikirleri, fikirlerin değerlilikleri, değerlerin gereklilikleri de değişip güncellenmekte.

Şimdi bu ön bilgileri elinizde bir tutun.

Ben, bu devirde de kollarımızdan, ayaklarımızdan ve zihin odacıklarımızdan kelepçeler ile bağlanıp, köleleştirildiğimizi açık açık beyan etmek istiyorum. Ve bunu öyle kuvvetle yaptırıyorlar ki; insanın kendisine olan köleliğini sağlayarak bir daha hiç çözülemeyecek zincirler ile bizi kendimize köle ediyorlar.

Düşünün ki, ayaklarınız ve kollarınız zincirlerle bağlı, sizi kimin ne için bağladığını bilmiyorsunuz, bir anahtara ihtiyacınız var bu anahtarı kendi cebinizde arar mısınız?

Size bu köleliği verenin bizzat kendi elleriniz, kendi gözleriniz, kendi düşünceleriniz olduğunu aklınıza getirir misiniz? Bu vesile ile aslında cebinizde duran anahtarı alıp, kendi köleliğinizi sonlandırabilir misiniz?

Bence bunu yapmak kendini bile isteye köle yapmak kadar zor! Biz, şu an sadece bir kişinin değil, birkaç grubun, belli bir düşünce topluluğunun, sekiz kutsal kitabın, 350 gram abdest suyunun, boynuzu keskin birkaç adamın ve içi geçmiş biraz kadının kölesi olduk.

Ama en kötüsü de kendi kendimize köle edilerek, köle olduk!

Zincirleri ellerimizle taktık, güzel duygularımızı çamur suyunda teyemmüme uğrattık, gül kokulu tesbihlerimizi rutubete buladık, içimizde uçuşan kelebeklere sivrisinek ilacı ile ecel olduk.

Eskiden Kadınlar cinsel gücü kullanılarak, erkekler de beden gücü sömürülerek köle görevini icra eder iken, şimdi kızlı-erkekli birlikte, ellerinde, yüreklerinde, fikirlerinde, gözlerinde hangi güç var ise, topunu bu sisteme feda ediyoruz.

Şimdi bir bakmanı rica ediyorum ceplerine. Seni, kendine köle etmiş birileri olabilir ve anahtarını da kendi ceplerine saklamış olabilir. İş hayatında, özel hayatında, aile yaşantında ve vatandaşı olduğun ülke yaşantında, seni birileri kendine köle yapmış olabilir. Anahtarı kimsenin çekmecesinde arama! Senin, köleliğin aslında kendine ve anahtarın sadece kendinde!

Yorum Yapın