4

Bak önünde kim var!

Duygu Can 23 Ekim 2013

Önce şu önünde dikilmiş duran insanları tek tek temizleyeceksin. Arkalarından omuzlarına vurup, “lütfen önümden çekilir misiniz?” diyeceksin. Kimisi hemen, kimisi bir müddet sonra, kimisi biraz daha fazla süre sonra muhakkak çekilecektir. Biliyorum bazıları ısrarla önünde durmaya devam edecek, senin ikazını ilk başta dinleyip çekilecek ama hemen ardından tekrar yerini alacak senin önünde. Biliyorum böyleleri her daim çıkacak karşına. Ama sen yılmayacaksın. O bin defa geçecek, sen bin defa önünden çekilmesini söyleyeceksin. Asla kaba davranmayacaksın, asla küfür etmeyeceksin, asla omuzuna değdirdiğin elinin kuvvetini arttırmayacaksın. Her defasında güzel güzel dokunup, önünden çekilmesi gerektiğini söyleyeceksin.

Korkmayacaksın! Utanmayacaksın! Önünde duran koca gövdeleri kenara çekmek için gocunmayacaksın! Bak, ben sana yardım edeceğim.

İçinde çok güzel bir güç var, Tanrı’nın, sen bul diye kalbine sakladığı yeteneklerin var, çoğusundan daha doğru, dürüst, ahlaklı, akıllı ve ışıklı bakan gözlerin var, en önemlisi dilinde binbir çeşit sözlerin var ve senin hala önünde durup senin yolunu kesenlere tahammülün mü var?

Yok, artık tahammülsüz olmak zorundasın. Bu, kötü bir şey değil. Ve hatta bazı zamanlar oldukça gerekli ve zorunlu. Tahammül sınırlarını zorlamanın hiçbir yararı yok artık. Şu andan itibaren önünde duran gövdelere tahammülün kalmadı.

Bak ne güzel, şimdi bir kişiyi daha gönderdin arka sıralara, güzelce omzuna dokundun, gülümsedin, haksızca senin önünde yer işgal ettiğini nefis bir ses tonu ile söyledin ve işe yaradı, bir gövde uçtu gitti gözlerinin önünden. Aferin sana! 4 paragraf yazı okudun ve bir tane engelini ortadan kaldırdın.

Ve bununla bir şey fark ettin mi?

Önünden çekilen insan ile beraber senin parıldayan ışığının bir ton rengi açıldı. Yani aslında göründüğünden daha da çok parladığın herkes tarafından anlaşıldı. Bu ne demek biliyor musun? Demek ki senin çaban ile önünden çekilenlerin sayısı artacak ve  var olan ışığın parıldayacak güneşle yarışırcasına…

Buraya kadar beni çok net anladığına eminim, hayatında kendine biraz daha güvenebilmen, değerinin önce benliğinin içinde farkına varmanı biraz sağlamış olabilirim. Kim ne derse desin insanın en büyük zenginliği duygularının güçlülüğüdür. Hiçbir maddiyat ile ölçülüp, kıyaslanamaz. Ve sende bu zenginlik var ise başka hiçbir şeye ihtiyacın kalmaz.

O halde önünde duranları tek tek temizleyeceksin,

Ama

esas şorun şu ;  en son öyle büyük bir gövde ile karşılaşacaksın ki şaşıp kalacaksın. En yakından tanıdığın, iyiliğini en çok istediğini sandığın bu gövde, seni tamamen yaralayacak. O aşamada kendini sakin ve serin tut! Kim olduğunu merak ettin değil mi?

Şimdi sıkı dur! Çünkü bu gövde bizzat kendi gövden!

Eğer kendini, önünden çekmezsen hiçbir zaman mutlu olamayacaksın.

İşte benim sana esas gelme sebebim bu!

Lütfen sen önce kendi önünden güzellikle çekil!

 

not: “Kendi önünden çekil!” cümlesini Sn. Mümin Sekman ve Sn.Kemal Sayar incelikle irdelemiştir. Teşekkürlerimle,

Yorumlar (4)

  1. Değerli Duygu Can, Uzakdoğu’lu düşünürün ünlü ifadesini biliriz. “Hem kendini tanır, hem de düşmanını tanırsan girdiğin tüm savaşları kazanırsın.” Yediğimiz sebze ve meyvelerin nitelikli olmalarının; kendi yetişmesine uygun toprak ve çevre şartlarına bağlı olduğunu biliriz. Güller de böyledir. Onlar da kendi güzelliklerini ve kokularını uygun toprak ve vitaminlere borçludurlar. İnsanı bu manada değerlendirirsek, onların başarılı olabilmeleri; kendileri için uygun şartları, çevreyi bilmeleri ve bulmaları ile mümkün olacaktır. Kendi engeline takılmayanlar, herhalde yeteneklerini, limitlerini iyi değerlendirenlerdir. İnsan kendini iyi tanımalı ve beklentilerini kendisine tekrar edebilmelidir. Gideceği yeri bilen kaptanlara rüzgârda yardımcı olmaktadır. Sağlıcakla kalınız.

    • Duygu Can

      Merhaba! Öncelikle çok teşekkür ederim yorumunuza. İnsanın kendini bilme gerekliliği taa Sokretes zamanından beri söylenir ama bu yüzyılda hala kendimizi önümüze koyarak, korkarak, çekinerek, kendimize güvenemeyerek yaşamamızı anlamlandıramıyoruz. Bu yazıyı herkese ve kendime yazdım. Bende ara ara okuyup, kendime geleceğim. :) Sevgi ve saygı ile,

Yorum Yapın