hüzün

 

Durmak Üzerine

Duygu Can 17 Haziran 2022

Ne kadar hızlı ama bir o kadar da hızla uyumlandığımız zamanlar yaşıyoruz. Hangi haberi alsak etkisi iki dakika sonra geçiyor. Hayat, hızlıca kendine adapte etmeye çalışıyor bizi. Yavaşlamak esas amacımız gibi görünse de hızlıca terk ediyoruz bu inancı çünkü çok çalışmalıyız, çok koşturmalıyız, çok sevmeliyiz, çok gezmeliyiz…. Mutsuzluk ve durgunluğa, ufak bir iç sıkıntısına bile… Okumaya devam edin »

 

Haziran Hüznü…

Duygu Can 13 Haziran 2020

Kabul etmek için çabaladığım aylardan geçiyorum. Bunca yıldır çabaladığım her şeyin anlamını yitirdiği, kendi gücüme yapışmış bir hiçlik hissediyorum. Hayatımın farklı dönemlerinde hissettiğim o yıkıntı yüklendi gene omuzlarıma. Taşlarımı kaldırdıkça, kalpleri dolmuş, içleri şişmiş böcekler yayılıyor vücuduma.  Sakladığım tek bir şey kalmayana kadar kusmak istiyor gırtlağım. Tuttuklarım, yitirdiklerim kadar ağır geliyor… Kim bilir çoğumuza vuruyordur… Okumaya devam edin »

 

Çay demini aldı, acıyor!

Duygu Can 16 Ağustos 2018

  Yollar daralıyor bazen. Yol istemeden gidenler yüzünden!… Anlaşılamamak, içinde biriken sözcüklerin yakıştığı yeri bulamamak, aranmak ve yorulmak!… Oluyor işte! Eskiden olsa bir güzel olumlamalar, iyi tarafından göreyim felan diye yorulmalar, pozitif düşünceye uyanmalarla zamanı geçiştirirdim de, büyüdüm! Artık olmuyor! Birşey boktan gidiyorsa boktan diyorum, iyi ise iyi, ahmakça ise ahmakça!… Neyse o, artık yaşadıklarım…. Okumaya devam edin »

 

Ana caddeye açılan sokaklardan değilim!…

Duygu Can 11 Ekim 2017

Ödevlerim birikmiş, yenisi geldikçe anlıyorum. Her gün ödevlerimi defterime iliştiren o el, eski yapmadıklarımı görmez gibi bir umutla yenisini yapıştırıyor… Ben ödevlerimi yapmıyorum diyemiyorum! Bir ton laf edecek diye korkuyorum, nasılsa bakmıyor diye yenisi geldikçe eski yapmadığım eskiyor gidiyor işte… Yapmadığıma ‘hiç’ vermezken, yaptığıma da not vermiyor hayat! Umursamazlığım artıyor gitgide, insanların yapay sohbetleri kulaklarımda… Okumaya devam edin »

3

Asılı sanma yaprak dalına!

Duygu Can 2 Aralık 2014

Hayat, tırnaklarını gizli gizli yeyip, düğünde dernekde kendini kamufüle eden bir ergen gibi davranıyor. Tüm sonuç kendisinin aleyhine ve bariz iken, bir bukelamun hareketine bürünüp asla asıl rengini belli etmiyor. Bu ne böyle diye çıkıştım yine kendisine! Bir utangaç, bir ürkek, bir korkak bakışlar ile baktı güzel çehreme; yakındır dedi. Ne yakındır dedim. Yakındır işte… Okumaya devam edin »

 

Hüzünbahar!

Duygu Can 1 Eylül 2014

Ben yazmıyorum, Hüzün kaleme geliyor. Yoksa benim hüzün yazacak halim yok, elimin hamuru ile hayatın ‘olmaz’ işlerine karışmışım, yüzümün toyluğunu ruhumun artan yaşına adamışım. Benim hüzün yazacak halim yok. ! Sohbahar geliyor diye hayatına hüznü davet ettin şimdi gelmesini bekleyeceksin. Yaşayacağın mutluluklar biraz üstü örtük, azıcık giyinik, çok az da dekoltesiz olmaya başlayacak. Sohbahar’ın sarı-kuru… Okumaya devam edin »

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Şifrenizi mi unuttunuz?

DUYGUCAN.COM İÇİN KAYIT OLUN