kendi

 

Durmak Üzerine

Duygu Can 17 Haziran 2022

Ne kadar hızlı ama bir o kadar da hızla uyumlandığımız zamanlar yaşıyoruz. Hangi haberi alsak etkisi iki dakika sonra geçiyor. Hayat, hızlıca kendine adapte etmeye çalışıyor bizi. Yavaşlamak esas amacımız gibi görünse de hızlıca terk ediyoruz bu inancı çünkü çok çalışmalıyız, çok koşturmalıyız, çok sevmeliyiz, çok gezmeliyiz…. Mutsuzluk ve durgunluğa, ufak bir iç sıkıntısına bile… Okumaya devam edin »

 

Ana caddeye açılan sokaklardan değilim!…

Duygu Can 11 Ekim 2017

Ödevlerim birikmiş, yenisi geldikçe anlıyorum. Her gün ödevlerimi defterime iliştiren o el, eski yapmadıklarımı görmez gibi bir umutla yenisini yapıştırıyor… Ben ödevlerimi yapmıyorum diyemiyorum! Bir ton laf edecek diye korkuyorum, nasılsa bakmıyor diye yenisi geldikçe eski yapmadığım eskiyor gidiyor işte… Yapmadığıma ‘hiç’ vermezken, yaptığıma da not vermiyor hayat! Umursamazlığım artıyor gitgide, insanların yapay sohbetleri kulaklarımda… Okumaya devam edin »

 

Kendin!

Duygu Can 13 Mart 2015

Bir sürü çaresiz ve zengin insan olmasa idi, eskiden arkadaşlar arasında, büyük-küçük arasında geçen diyolaglarda verilen ‘Hayat dersi’nin şimdilerde profesyonellerce verilen ‘koç’luk hizmetine dönüşmüş hali ciddi maliyetler yaratmazdı!… Hayatınıza ‘yön’ verecek, profesyonel hizmetlerin akıl almaz fiyatlarını duyunca insanların para kazanma yöntemlerini çok abes buluyorum. Bana göre içeriğinde;  ‘ukala’, ‘hızlı yanıt alınmaz’, ‘iş yapım sürecini uzatır’,… Okumaya devam edin »

 

Kendini anlat, yoksa unutabilirsin!

Duygu Can 27 Şubat 2015

Sidonie-Gabrielle Colette‘in ilginç hayatına ve eserlerine ‘zorla’ feminize edilmiş anlayışı hakim olmuş. Bazı insanlar ile yanlış zamanlarda doğmamız ve hiç tanıyamama şansızlığımızın olması ne sinir bozucu. Zaman ilerledikçe birikim ve donanım açısından insanların daha da ‘iyi’ olacağı görüşüne sahip, insanların teknolojik ilerlemeye paralel olarak zamanla ilerleyeceği düşüncesine inanan birileri varsa tüm bildiklerini unutsun!… Evet gelişen… Okumaya devam edin »

 

İsterim!

Duygu Can 20 Mayıs 2014

Tanrı’m bana sıradan insanların saadetinden biraz nasip et! Ya da beni “sıradan” kıl! Necip Fazıl’ın Hüsrev’inin dediği gibi; Kendimi, hayatta ölümle yüzleşebilmiş nadide şanslı kişilerden biri olarak görebilmemi sağla! Ah O kavaklar diye derdimi yakınabilmeyi ve dermanının içimdeki “kendi”mde olduğunu bilebilmeyi!… Bana öyle bir düşünce sistemi nasip et ki; gönderdiğin her şeyin hayrına inanabileyim. Gösterdiğin… Okumaya devam edin »

 

Fethet ama ölme!

Duygu Can 9 Mayıs 2014

Bazı yerlerde süren varlığımın tek sebebinin ‘boyun eğmek’ olduğunu düşündüm. Haklıydım, içinde bulunduğum bazı ortamlarda hayatta kalabilmek için, ilk andan itibaren boyun eğdiğimin önkabulünü imzalamıştım. Bunu bilerek ve isteyerek yaptığımı, aslında bunları yapmak istememin sebebinin ‘hayatta kalmak’ ve ‘var olmak’ olduğunu hissettim. Peki; fethetse ve ölse idim? !… Kendimin imarını kendi ellerimle geçirseydim yürüdüğüm sokaklardan?… Okumaya devam edin »

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Şifrenizi mi unuttunuz?

DUYGUCAN.COM İÇİN KAYIT OLUN