Haziran Hüznü…

Duygu Can 13 Haziran 2020

Kabul etmek için çabaladığım aylardan geçiyorum. Bunca yıldır çabaladığım her şeyin anlamını yitirdiği, kendi gücüme yapışmış bir hiçlik hissediyorum. Hayatımın farklı dönemlerinde hissettiğim o yıkıntı yüklendi gene omuzlarıma. Taşlarımı kaldırdıkça, kalpleri dolmuş, içleri şişmiş böcekler yayılıyor vücuduma.  Sakladığım tek bir şey kalmayana kadar kusmak istiyor gırtlağım. Tuttuklarım, yitirdiklerim kadar ağır geliyor… Kim bilir çoğumuza vuruyordur arada böyle piyangolar… Hiç olmaması gereken anlar oluyor, takılmaması gereken herkes ile yaşadığım diyalogların yükleri hesaplanıp asılıyor iplerime. Karmakarışık ve düğümlenmiş bir zaman bütünü. Kaybetmekten korktuklarımı özler oldum. Kaybetmemek için verdiğim çabayı, kendi yüreğimdeki o gücü, o sevinci, o ışığı, o şevki ve o bayram çocuklarına verir gibi dağıttığım bol kese gülüşlerimi özlüyorum. Sonbaharın sonunda bahar arayıp, kışa kadar gidiyorum yine. Baharlarım saniyede biterken, güzlerim aylarımı alıyor…

Akıtmayınca geçmiyor! Akmayınca bitmiyor gökteki yağmurlar. Özümdeki geçer bu da geçer sözleri sardı beynimi. Ezberimde her şey ama inanılmaz unutkanım. Güzellikleri bu kadar kolay unuttuğum dönemler çok az oldu aslında. Belki de olması gerektiği gibi oluyor her şey. Beni hangi düzlükte bekliyor çiçeklerim bilemiyorum. Koyu kahve döşenmiş gözlerim, kendi kendimin karanlık mimarı olmuşum. Hoş gördüklerim zor görünüyor artık. Kimlerde varsa borcum söylesin. Kimde kaldıysa iyilik kelimelerim geri versin. Kim tuttuysa benden çalıp neşemi bağışlasın.

Gazı bir türlü tükenmeyen bir soda gibi zihnimdeki sesler. Aldığım tüm eğitimler, izlediğim çok yararlı sanılan her şey, kendini imha etti içimde. Yıllardır aktif olmayı bekleyen o volkan patlamaya hazırlandı.  Bundan tam 7 yıl önce hayatımda sonu kötü bir türbülansa girmiştim. Yaşamaya çalışmak için unutmayı seçmiştim. Bilinç beni yaşatmak için unutturmuş ama şimdi sırrını tutamayan yaramaz bir arkadaş gibi davranıyor. Kaygı, sıkıntı ve mutsuzluk ile beni geriye götürmeye, o anları teker teker idrak etmeye yolluyor sanki. Gideceğim, gidiyorum… Kendimi affederek, kendimi severek, kendimi kabul ederek, kaderimle el ele gideceğim. Tüm kötü yaşantılara ayna tutan zihnimi yalnız bırakmayacağım, izleyip döneceğim. Bir kısa hüzün arası, bir kısa yas molası… Eski yasların altını çizip, varlıklarını onlara aktaracağım. Çok büyük enkazlardan beni çıkaran o içimdeki güç, yine yanımda olacak. Hepimizin yanında olsun. Kendinizi en güçsüz, omuzlarına yükler asılmış hissettiğiniz anların geçici olduğunu unutmayın. Geçmeyecekmiş gibi duran tüm zamanlar geçti gitti… Güneşi açtırırsanız içinizde gözyaşlarınız elbet kuruyacak. Duygularınız akıp bitecek ve ardında yepyeni güzelliklerin sizi beklediğini göreceksiniz.

Bir iç dökme oldu bu yazı. Sonuna geldiyseniz benim içimden akıp giden kötü duygular sizden de aksın gitsin dilerim. Yeni, güzel, mutlu günlere birlikte merhaba diyelim!…

Haziran, 2020

Duygu CAN

Yorum Yapın